Düzgün Baba Cemevi Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklama şu şekildedir:
“Son günlerde Alevi Toplumunun yüreğini acıtan ve gündemini meşgul eden iki canımızın katledilmesi konusunda bir açıklama yapmak zorunluluğu hasıl olmuştur. Bu konuda yazılan yazıları ve yazanları iki gruba ayırmak gerekiyor. Birinci grup, olayın nerede ve nasıl geliştiğini bilmesine rağmen, bunu toplumla yanlış biçimde paylaşarak, Alevi Toplumunun önemli bir ziyareti ve kutsalı olan Düzgün Bava Ziyaretgahına ve burada hizmet veren Cemevi yönetimine saldırma fırsatı bulan kötü niyetliler. İkinci grup ise, Alevi kurumlarında genelde yaşanan asimilasyona ve çürümeye tepkisi olup, olay hakkında tam bilgisi olmadığı için iyi niyetle yaşanan olayı Alevi inancı ve kültürüne yakıştırmayıp tepkilerini dile getirenler.
Sevgili canlar Düzgün Baba Cemevi yönetimi olarak şimdiye kadar sessiz kalmamızın nedeni evladını kaybetmiş bir ananın ve babalarına ağlayan evlatların yaralarını deşmektir. Alevi yol ve erkânı gereği acılı canlarımıza sırt vererek katledilen canlarımızı toprağa sırladık. Akabinde aileye yaptığımız ziyarette bu canlarımızın rızalığını da alarak bu açıklamayı yapıyoruz. Olayın Kıl Köyünde iki akraba aile arasında olduğunu, köy içi bir meseleden kaynaklandığını ve kesinlikle Düzgün Babayla ilgili bir mesele olmadığını söylediler. Olayın bir tarafı Kıl Köyü Cemevi yöneticisi olması sebebiyle kavganın, cemevindeki lokma veya rantın paylaşımında ki anlaşmazlıklar nedeniyle başladığı ve cinayetle sonuçlandığı gibi aktarımların ve yazıların doğru olmadığını söylediler. Bu yanlış veya bilinçli eksik aktarımla Alevi Toplumunun içindeki kurumların Alevi edep-erkânına, hukukuna, inancına aykırı pratiklerinin biriktirdiği haklı tepkiyi, bu çürümeye karşı mücadele etmeye çalışan bizlere yani Düzgün Baba Cemevi'ne boca edilmesini doğru bulmuyor ve asla kabul etmiyoruz.
Bununla birlikte, yıllarca Düzgün Bava gibi bir kutsalımızın, inanç dışındaki konularla gündeme gelmesinden rahatsız olduk. Elimizden geldiği kadar, inancımıza uygun bir hizmet verilsin diye taşın altına elimizi koyduk. Kurulan menfaat çarkına müdahale edip, 2019 yılında bu çarkı bozduk. Bu sebeple, bu çarktan beslenenler bizleri hedef haline getirmeye çalıştı. Bunun için devletin yerel yöneticileri ile işbirliğine girip, hakkımızda dava açıldı. Derneğimize kayyum atanmaya çalışıldı. Hakkımızdaki davalar devam etmekte.
Alevi kamuoyunun bu yaşananlar hakkında yeterince bilgisi olmayabilir. Bu sebeple, bu bazı kötü niyetli, Nehak zihniyetli kişilerin eksik ve yanlış aktarımlarıyla bu olayı fırsat bilerek, daha iki canın cenazesi yerdeyken, son görevleri, Hakka uğurlama hizmetleri yapılmamışken, bizi hedef göstermelerine sessiz kalamazdık.
Alevi toplumundan talebimiz, bir olayı tam öğrenmeden, kötü niyetli insanların, Nehak zihniyetin, yönlendirmelerine gelmemeleridir.
Özellikle altını çizerek belirtmek istiyoruz. Bu üzücü olay Kıl Köyü tarafında gerçekleşmiştir. Düzgün Bava Cemeviyle uzaktan veya yakından hiçbir şekilde ilgisi yoktur. Bizlerin Kıl Köyü Derneği ile hiçbir bağı yoktur.
Bu konunun, tüm ayrıntılarıyla açığa çıkarılıp, Alevi Toplumunun doğru bilgilendirilmesi için gerekirse yol hizmeti yürüten Pirlerimizden, Dersim'de yol düsturuyla hareket eden kurumlarımızdan, milletvekillerinden bir komisyon kurulmasını öneriyoruz.
Son söz olarak ta Düzgün Bava Cemevi'nde hizmet eden bizleri tanıyan, haksızlığa karşı Hüseyin' i bir duruş sergilediğimizi bilen ve bilerek bizleri hedef alıp açıklamalar yapan kişi ve kurumları Alevi kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. Aşk ile…”