Özmen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’nin Çernobil’i olarak nitelendirdiğimiz İliç altın madeni, son zamanlarda farklı algılarla açılması yönünde gündeme bilinçli olarak getirilmektedir.
Şirket sahiplerinin kendi ülkeleri de dahil tüm Avrupa ülkelerinde de uygulanması yasak olan yöntemlerle İliç ilçemizde çalışan, açıldığı günden beri topraklarımızda çevre katliamı yapan ve insan hayatını tehlikeye atan, son olarak 2024 yılında yaşanan felaketle 9 işçimizin göçük altında kaldığı maden, birilerinin düğmeye basmasıyla Erzincan halkına şirin gösterilmeye çalışılmaktadır.
Gerek basın aracılığıyla gerekse de STK’lar üzerinden bilinçli olarak madenin şehir ekonomisiyle bağlantılı olduğu ve açılması yönünde talepleri son günlerde görmekteyiz. Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Tanoğlu, yaptığı bir açıklamada İliç altın madeninin kapatılmasıyla sadece İliç’in değil, şehir esnafının etkilendiğini kepenk kapattığını ve Erzincanspor’un da mağdur olduğunu bu sebepten de madenin tekrar açılmasını talep etmiştir.
13 Şubat 2024'te İliç ilçemizde Çöpler altın madeninde siyanür liç işleminden sonra depolanan toprak yığınının heyelana dönüşmesi sonucu oluşan kazada 9 işçi hayatını kaybetti. 5 Nisan günü ilk işçinin bedenine ulaşıldı. 8 Haziran 2024 tarihinde ise kazadan 116 gün sonra son işçinin de naaşına ulaşıldı. 9 işçinin göçük altında kaldığı faciayla ilgili 5'i tutuklu 43 sanık, “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak” suçlamasıyla yargılanıyor.
16 Şubat 2024’te bakanlık, maden ocağının çevre izin ve lisans belgesini iptal etti. Temmuz 2024’te ise önce bakanlık tarafından madenin ÇED raporları iptal edildi, 30 Ocak 2025’te de Danıştay, ÇED olumlu kararının aşağıdaki gerekçelerle iptal edilmesine karar verdi:
-Tesisin deprem performans raporunun olmadığı,
-İliç’in hemen batısındaki Divriği fayının nihai ÇED raporunda dikkate alınmadığı,
-Ocakta gerçekleştirilecek patlatmaların yığın liçi şevleri de dahil kırık/çatlakların zamanla gelişmesine katkı yapabileceği ve geniş alanları etkileyebileceği,
-2021 yılı ve sonrasına ait analiz sonuçlarına göre, yüzey suları ile toprakta demir, kurşun, arsenik ve alüminyum gibi ağır metallerin sınır değerleri aştığı
-Toprak kayması durumunda, toprak analizlerindeki siyanür değerinin çevresel açıdan risk teşkil edeceği,
-İşletme sahasının yer altı suyunu ve dolayısıyla Karasu Nehri’ni kirleteceği,
-Yığın liçi tesisinin Fırat Nehri’ne ve Çöpler köyüne çok yakın konumda bulunduğu, atık depolama tesislerinin Sabırlı Deresi’ni, dolayısıyla Fırat Nehri’ni besleyen dere yataklarının üzerinde yer aldığı.
Raporlardan da anlaşıldığı üzere insanımızın canı, doğamız ve topraklarımız çıkarılan altından daha kıymetlidir. Maden açılsın diye feryat eden Ticaret Odası Başkanı dahil gerekli tüm organların hatta Erzincanlı vatandaşlarımızın sorması gereken bu raporlar sonucu bölge insanının sağlığı olmalıdır.
İş imkanı kısıtlı olan bölge halkını madene mecbur bıraktıran zihniyet, sadece çıkarları ve yandaşları için tek ses olup madenin tekrar açılmasını istemektedir.
Biz Zafer Partisi olarak Erzincan kamuoyuna söz veriyoruz. Bundan sonra İliç altın madenini kamuoyunda tutmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz ve Erzincan halkını da bu mücadeleye destek olmaya davet ediyoruz.”