Hukuk fakültesinde öğrenim gören öğrenciler, fakülte yönetimi tarafından son anda ilan edilen devam zorunluluğu uygulamasına dilekçe ile itiraz etti. Öğrenciler, kararın zamanlaması, fakültenin fiziki yetersizlikleri ve çalışan öğrencilerin şartları nedeniyle uygulamanın eğitimde fırsat eşitliğini zedelediğini savundu.
Dilekçede, hukuk eğitiminin tarihsel olarak bireysel çalışma ve kaynaklara erişim modeline dayandığı hatırlatılarak, “Prof. Dr. Hakan Hakeri gibi birçok değerli hukukçunun da öğrencilik yıllarında devam zorunluluğu bulunmamış, bu durum yerleşik bir akademik teamül halini almıştır. Getirilen bu katı zorunluluk hukuk eğitiminin köklü kültürüne açıkça aykırıdır” ifadelerine yer verildi.
Öğrenciler, asıl mağduriyetin kararın geç ilan edilmesinden kaynaklandığını vurguladı:
“Bu karar yaz başında ilan edilseydi, tayin, geçici görevlendirme veya yatay geçiş gibi seçeneklerimizi değerlendirebilirdik. Ancak geç alınan karar, binlerce çalışanın kariyer ve eğitim planlarını çıkmaza sokmuştur.”
Çalışan öğrenciler, haftalık düzenli derslere katılımın mesleki yükümlülükler ve izin mekanizmaları nedeniyle fiilen imkânsız olduğunu belirterek, bunun diploma alma ve unvan değişikliği sınavlarına girme haklarını engellediğini dile getirdi. Ayrıca, diğer kamu ve vakıf üniversitelerinde benzer bir zorunluluğun bulunmamasının fırsat eşitliği ilkesine aykırılık oluşturduğunu ifade ettiler.
Fakültenin aynı anda yüzlerce öğrencinin derslere katılımını karşılayacak yeterli sayıda derslik, sosyal alan ve öğretim üyesi kapasitesine sahip olmadığı da dilekçede altı çizilen diğer bir gerekçe oldu.
Öğrenciler, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için, çalışan öğrenciler lehine devam zorunluluğunun esnetilmesini veya tamamen kaldırılmasını talep ederek, konunun insani ve idari bir çözüm arayışı çerçevesinde değerlendirilmesini istedi.